Türk şirketi NATO’nun yıllardır değişmeyen tercihini değiştirdi

0

BEĞENDİM

0

Savunma, güvenlik, havacılık, uzay, telekomünikasyon ve yayıncılık alanlarında inançlı haberleşme tahlilleri sunan CTech, NATO Haberleşme ve Bilgi Sistemleri Ajansı (NCIA) tarafından Uydu Haberleşme İletim Hizmetleri Yetenek Paketi kapsamında açılan Uydu Haberleşmesi Yer Sistemlerinin Elektronik Karıştırmaya Güçlü Sistem (EPMS) İhalesi’ni kazandı.

Sistemin evvelki sürümlerini değiştirmeyi amaçlayan, yeni jenerasyon elektronik karıştırmaya sağlam tahlil arayışı için CTech tarafından geliştirilen SecureARX eseri tercih edildi. SecureARX, ilgili standardizasyon mutabakatına nazaran ve ek yetenekleriyle NATO’nun uydu yer sistemlerine kritik sabit yahut taşınabilir istasyon ve platformlar olarak kapsamlı bir biçimde entegre edilecek ve NATO’nun uydu haberleşme operasyonlarının kesintisiz devamlılığı sağlanacak.

CTech Genel Müdürü Cüneyd Fırat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, savunma, havacılık, uzay üzere alanlarda inançlı haberleşme ya da haberleşmenin güvenliğinin sağlamak için çeşitli düzeylerde önlemler geliştirdiklerini söyledi.

Uydu haberleşmesinde bu hizmeti sağlamanın epeyce sıkıntı olduğuna dikkati çeken Fırat, daha sonra NATO standartlarına uyumlu hale getirip, NATO’nun bu alandaki gereksinimlerini uzun soluklu olarak takip ettiklerini kaydetti.

– “Uzun yılların meyvesi”

NATO’nun bu sistemleri uzun yıllardır kullandığına işaret eden Fırat, şöyle konuştu:

“Zor bir teknoloji olması hasebiyle NATO ülkelerinde bu teknoloji ve eserleri sağlayabilecek yalnızca bir alternatif vardı. Münasebetiyle NATO tek kaynak olarak bir Avrupalı firmadan bunu uzun yıllardır tedarik ediyordu. Bizim ikinci bir alternatif olarak çıkıyor olmamız NATO nezdinde çok dikkate alındı. NATO da bu işleri tabana yaymak istiyor. Ama bir yerleşiklik, alışkanlık var. Bizim için hiç kolay olmadı. 2017’de başlayan bir süreç var. Birinci kademede NATO yetkilileri CTech’i anlamaya çalıştılar. Teknik inceleme süreci 1-1,5 yıl kadar sürdü. İkinci basamakta NATO yetkilileri bizi ziyarete geldi. Bunu NATO’ya sağlayan epey milletlerarası bir şirket, çok bilinen bir şirket, NATO’nun en büyük tedarikçisi. CTech o vakit bu alanda yeni görünür olan bir şirketti. O da çok olumlu geçti. NATO’nun karar alma süreçleri uzun, çeşitli kurullar var. Bu komitelerden nihayetinde bu kabiliyetin yalnızca Türkiye ve Fransa’da olduğu ve ihalenin iki ülkeye davetli yapılacağı kararı alındı. Bu bizim için çok kıymetli bir kilometre taşıydı. Haziran 2023’te ihalenin şartları yayınlandı.

Türkiye’de bu kabiliyete sahip yalnızca CTech var. Ocak 2024’te teklifimizi verdik. Birinci kere bir NATO teklifi verdik ve bu süreci yaşadık. Çıtası çok yüksek, çok şey öğrendik. Tüm takım arkadaşlarıma teşekkür ediyorum, çok hoş bir çalışma yaptılar. Türkiye’de revize teklif imkanları vardır, NATO’da revize teklif imkanı yok. 670 sayfalık doküman hazırlandı. Kuyumcu terazisiyle tartılarak bunlar yazıldı. Kıymetlendirme süreci 8 ay sürdü. Bunların hepsinden geçtik. Fiyat şartlarımız daha makul gözüktüğü için bizim teknik zarfımız açıldı. Teknik değerlendirmeler yaklaşık 5 ay sürdü. Ağustos ayının başlarında en son karar öncesi bir heyet daha geldi. Her kademede çok sınandık fakat argümanlı olduğumuz için özgüvenimiz de uygundu. Arkadaşlarımız bu sınamaları çok hoş geçti. Sonrasında seçildiğimiz haberini aldık, çok sevindik. Uzun yılların bir meyvesidir. Kısa müddet evvel mukavele imzaları tamamlandı ve bu işe başladık.”

– “Teknolojik ve ticari olarak çok kıymetli çarpan tesiri oluşturacak”

Bu eserin Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ve TÜBİTAK’ın katkıları, Türk Silahlı Kuvvetlerinin itimadı ve öncülüğüyle bu noktaya geldiğini vurgulayan Fırat, “Oldukça büyük bir rakibin yıllardır oturduğu bir koltuğa CTech, çok değerli bir eserde NATO nezdinde bu türlü bir sınamayı geçerek oturmuş oldu. Çok memnunuz. İnşallah bu çalışmayı hoş formda tamamlayacağız.” dedi.

Son yıllarda yurt dışına açılımı ağırlaştırdıkları lisana getiren Fırat, Leonardo’nun hava araçlarında uydu sistemlerinin kullanılmasına yönelik tedarikçi olduklarını, uydu sistemlerinin 4 ülkede etkin kullanıldığını, bunlara yenilerinin katılacağını belirtti.

Fırat, “NATO dünyanın her yeri için çok güçlü bir referans. Bu süreç daha olgunlaşırken fırsat gördüğümüz kimi kullanıcılar bize NATO’daki durumumuzu sordular. Bu çalışmamızın dünyaya açılma evresindeki CTech için çok değerli referans olacağını kıymetlendiriyoruz. Bunun sinyallerini almaya başladık.” diye konuştu.

NATO’nun Türkiye ve CTech’ten gelen bir eseri kullanıyor olmasının birlikte çalışabilirlik ve inanç açısından öteki NATO ülkelerine kıymetli bir alternatif oluşturacağına işaret eden. Fırat, “Sadece bir eser satmadık. Bir müşteri, kullanıcı, paydaş kazandık. Gerek NATO, gerek öteki kullanıcı ve paydaşlar nezdinde başka eser ve teknolojilerimizi de sunuyor olacağız. Bizim için hem teknolojik hem ticari olarak çok değerli bir çarpan tesiri oluşturacak.” dedi.

– “Ülkemizin NATO ve dünyaya verebileceği çok sayıda eser ve teknoloji var”

Cüneyt Fırat, ihalenin büyüklüğü ve kapsamına ait, “Onlarca milyon dolarlık bir işten bahsediyoruz. Yüzlerce adet eser teslim edilecek.” değerlendirmesini yaptı.

Her bir işte kendilerini geliştirdiklerini lisana getiren Fırat, “Teslim edeceğimiz eser NATO’nun istediği kimi özellikleri de içeren, mevcut eserden farklılaştırılmış, ihracat versiyonu dediğimiz nitelikte bir eser. Bizim açımızdan yeni bir sürüm olacak. Birçok bilgi birikimimiz burada kullanılıyor. NATO’nun çeşitli istasyonlarına bunlar kurulacak. İşin yaklaşık 3 yıllık bir mühleti var.” dedi.

“NATO yetkililerinden de çok olumlu karşılama gördük. Onlar da bu alanda yeni bir oyuncunun NATO’ya kazandırılmasından memnunlar, bu da hoş. Türkiye’de NATO konusu çok konuşuluyor, devletimiz NATO’da daha fazla Türk firmasının tahlil üretmesi için teşvik ediyor. Bu iş, bu hususta başarılı örneklerden biri olacak. NATO tarzlarına odaklanarak ülkemizin NATO ve dünyaya verebileceği çok sayıda eser ve teknoloji var. Öncesinde biraz çekiniyorduk, bugün artık deneyim sahibiyiz. NATO’nun her türlü işine CTech sahip olduğu eser ve teknolojilerle teklif verebiliriz. Gözümüz bu mevzuda pek. Yolumuza inanç ve uğraşla devam edeceğiz. İç denizlerden açık denizlere, okyanuslara açılmaya başladık. Bütün hal, ahval ve birikimimizle buna hazır olmalıyız. Kendimizi bu halde hem motive etmemiz hem de geliştirmemiz gerekiyor.”